ÇİÇEK AYINIÑ ŞİİRİ: GAZEL / BORA GAZİ GERAY HAN
Gazel
Râyete meyl iderüz kâmet-i dil-cû yerine
Tuğa dil bağlamışuz kâkül-i hoş-bû yerine
Heves-i tîr ü kemân çıkmadı dilden aslâ
Nâvek-i gamze-i dil-sûz ile ebrû yerine
Sürerüz tîğimüzün zevk u safâsın her dem
Sîm-tenlerle olan lezzet-i pehlû yerine
Gerden-i tevsen-i zîbâda kutâs-ı dil-bend
Bağladı gönlümüzi zülf ile gîsû yerine
Severüz esb-i hüner-mend-i sabâ-reftârı
Bir perî-şekl sanem bir gözi âhû yerine
Gönlümüz şâhid-i zîbâ-yı cihâda virdük
Dilber-i mâh-ruh u yâr-ı perî-rû yerine
Seferin cevri çok ümmîd-i vefâyile velî
Olduk âşüftesi bir şûh-ı cefâ-cû yerine
Olmışuz cân ile billâh Gazâyî teşne
Kanını düşmen-i mülkün içerüz su yerine
Qırımtatarca meali
Göñülge hoş kelgen sevgiliniñ boyuna degil, sancaqqa meyil etemiz
Hoş qoqulı perçem yerine tuğğa göñül bağlağanmız
Oq ve yay avesi asla göñlümizden çıqmadı
Göñülge batqan o baqış ile qaş yerine
Her zaman qılıçımıznıñ zevq ve sefasını sürermiz
Parlaq teñli sevgilinen yan-yana bulunmaq tadı yerine
Tik başlı ve güzel bir atnıñ boynundaki göñül bağlağan kutas (işaret)
Bağladı göñlümizni (sevgiliniñ) saçları ve perçemi yerine
Sabah rüzgârı kibi ünerli salınğan atnı sevemiz
Perige beñzegen bir ceyran közlü güzel qadın yerine
Göñlümizni din oğruna cenkniñ güzelligine berdik
Ay yanaqlı, peri yüzlü sevgili yerine
Seferniñ belâsı çoq (ama) vefa ümüdi ile dost olıp
Eziyet etken (cazibeli) bir qadın yerine (cenkniñ) deli kibi sevgilisi oldıq
Ey Gâzâyi, canımızle billâhi buña (gazağa, cenkke) suvsağanmız
Suv yerine devlet duşmanınıñ qanını içermiz
Türkçe Meâli
Gönle hoş gelen sevgilinin boyuna değil, sancağa (sancağın gönderine) meylederiz
Hoş kokulu kâkül yerine tuğa (tuğ at kuyruğundan yapılır, bunu söylüyor) gönül bağlamışız
Ok ve yay hevesi asla gönlümüzden çıkmadı
Gönle batan o bakış ile kaş yerine
Her zaman kılıcımızın zevk ve sefasını süreriz
Parlak tenli sevgiliyle yan yana bulunma tadı yerine (kılıç ile sevgilinin parlak tenini karşılaştırıyor)
Dik başlı ve güzel bir atın boynundaki gönül bağlayan kutas (at boynuna bağlanan alamet)
Bağladı gönlümüzü (sevgilinin) saçları ve kâkül yerine
Sabah rüzgârı gibi hünerli salınan atı severiz
Periye benzeyen bir ahu gözlü güzel kadın yerine
Gönlümüzü din uğruna savaşın güzelliğine verdik
Ay yanaklı, peri yüzlü sevgili yerine
Seferin sıkıntısı çok (ama) vefa ümidiyle dost olup
Eziyet eden şuh bir kadın yerine (savaşın) çıldırırcasına sevgilisi olduk
Ey Gâzâyi, canımızla billâhi buna (gazaya, savaşa) susamışız
Su yerine devlet düşmanının kanını içeriz
Luğat
Râyet : Bayrak, âlem, sancak
Kâmet-i dil-cû : Gönül çeken, hoşa giden boy
Kâkül-i hoş-bû : Hoş kokulu kakül
Heves-i tîr ü kemân : Ok ve yay arzusu.
Nâvek-i gamze-i dil-sûz : Gönle batan bakış, delici bakış
Ebrû : Kaş
Tîğ : Kılıç
Sîm-ten : Gümüş tenli, parlak tenli
Lezzet-i pehlû : Yan yana bulunma, kucaklaşma tadı
Gerden-i tevsen-i zîbâ : Güzel ve dik başlı bir atın boynu
Kutâs : Bir nevi işaretdir, at gerdanına asılan alamet (Türkistan'da Tibet yöresinde yetişen ve yak denen uzun kıllı bir cins öküzün kuyruğundan yapılan tuğ)
Kutâs-ı dil-bend : Gönlü bağlayan kutas
Zülf : Yüzün iki yanından sarkan saç lülesi.
Gîsû : Omuza dökülen saç, uzun saç, saç örgüsü, kâhkül.
Esb-i hüner-mend-i : Hünerli at, becerikli at
Sabâ-reftârı : Sabah rüzgârı
Perî-şekl : Periye benzeyen
Sanem : Güzel kadın
Şâhid-i zîbâ : Yakışıklı güzel.
Cihâd : Din uğruna düşmanla savaşma
Dilber-i mâh-ruh : Ay yanaklı güzel
Yâr-ı perî-rû : Peri yüzlü sevgili
Cevr : Haksızlık, ezâ, cefâ, eziyet, gadir, zulüm; sitem
Ümmîd-i vefâyile velî : Vefa ümidi ile dost
Âşüfte : 1) Çıldırırcasına seven, 2) Hafifmeşrep kadın
Şûh-ı cefâ-cû : Cefa eden şuh bir kadın
Teşne : 1) Susamış, 2) Çok istekli, hazır
Düşmen-i mülk : Devlet düşmanı